Ne oluyor!
Sepet
=> Hamsi
=> Kırmızı liste
=> Rosetta
=> İkonakırıcılık
=> Balıklar
=> Mısır
=> Erime
=> GDO
=> Hidrojen
Gezi
Teksas Tommiks
Sinema
Kitap
Galeri
Haberin olsun

               Suyu yakma zamanı


Petrol bağımlılığı, rezervlerin tükenmesine adım adım yaklaşılırken insanlığın elini kolunu bağlıyor. Alternatif enerji kaynakları için çalışılıyor ama insanlığı bu kez bir şansı var; hidrojen enerjisi yaygınlaşırsa, enerji kullanırken dünyayı kirletmeyeceğiz.

 

Yazı: Haluk Kalafat

Sıradan bir insan düşünün, sıcak yuvasında ayaklarını uzatmış televizyon seyrediyor. Birden elektirik kesiliyor. İşte o anda insanlığın binlerce yılda oluşturduğu konforlu hayatı, en az 100 yıl geriye gidiyor. Muhtemelen birazdan evi soğumaya başlayacaktır... Suyun kesilmesi on-on beş dakika alır. Hemen su yedeklemek için mutfağa koşmalı; ama ev artık karanlık. Belki dedesinden yadigâr gaz lambasını bulmalı. Gazyağı? Uzun zamandır duymadığı bir sözcük. Boş verin bir mum da işini görür. Ama mumları nereye koymuştu. Fener bulmalı bir yerlerden... Aslında hemen yatağa girip uyumalı çünkü hayatı felç oldu...

Bu senaryo, dünyanın her yerinde birebir yaşanmıyordur tabii. Üçüncü dünya ülkeleri zaten bu kadar konfor içinde değil. Ama Batı’ya ne kadar giderseniz, senaryonuz o denli felakete doğru ilerler. Sözün özü uygarlık enerjiye muhtaçtır.

Peki evinizin kendi elektriğini şehir şebekesinden almadığını düşünün. Bir enerji pili evinijin tüm enerji ihtiyacını karşılasa. Üstelik doğaya hiçbir zararı olmasa... Atık olarak saf su sağlasa... Bu bir hayal mi? Belki.

ENERJİ YENİR Mİ?

Biz kullandığımız enerji kaynaklarına dönelim bir süreliğine. Halen enerji üretiminde petrolün yüzde 40, doğalgazın yüzde 23, kömürün yüzde 22,5, hidroliğin yüzde 7, nükleerin yüzde 6,5 payı var; diğer enerji kaynakları ise yüzde 1 olarak gösteriliyor.

Günümüzde kullanılan enerji kaynaklarının en önemlisi olan petrol, doğalgaz ve kömürün yani fosil yakıtların önümüzdeki yıllarda tükeneceği öngörüsü yıllardır bilinir. Fosil yakıtların, ne zaman tükeneceğine dair tahminler sıklıkla yapılıyor. Tükenmese bile sorunsuz değil. Petrol nedeniyle ABD’nin Irak’a saldırması gibi petrol savaşları bir yana; geçtiğimiz aylarda tüm ısınma sistemini Rusya’dan aldığı doğal gaza bağlayan Ukrayna’da insanlar donma noktasına gelmişti. Yaklaşık aynı konumda olan –ki aralarında Türkiye de vardı- ülkeler, kriz çözülmesine rağmen enerji politikalarını gözden geçirme kararı aldı. 28 Avrupa ülkesinin Rusya doğal gazına bağımlı olması, alternatif enerji üretiminin neden devreye sokulmadığı sorusunu gündeme getiriyor.

1950’li yıllarda enerji sıkıntısının nükleer enerji ile çözüleceği fikri yaygındı. Bugün yaygınlık sıralamasında dördüncü. Zaten nükleer enerjinin güvenilirliğine olan inanç büyük ölçüde Çernobil felaketinden büyük ölçüde azaldı. Öte yandan son yıllarda çevre kirliliği kavramının önem kazanmasıyla aslında kullanıla gelen fosil yakıtların tükenecek olması bir kurtuluş olarak bile algılanır oldu. Dünyanın dört bir yanında artık “yenilebilir” olarak tanımlanan enerjilerden medet umuluyor: Yani sıralamada diğerleri denen ve toplam enerji üretiminin yüzde 1’ini sağlayan kaynaklardan. Yenilebilir enerjiler güneş, rüzgar, su, biyoloji, termik ve deniz enerjilerini kapsıyor. Ama bu tür enerjilerde en büyük sorun üretim fazlasının depolanamaması. İşte bu noktada kainatta bulunan en basit ve en çok bulunan element, hidrojen devreye giriyor.

HİDROJENİN YÜZYILI

20’inci yüzyıl petrol yüzyılıydı; bazı uzmanlar 21’inci yüzyılın hidrojen yüzyılı olacağı görüşündeler.

Bu tanım hidrojenin bir bilimkurgu nesnesi gibi görünmesine neden olmasın. Bu elementin enerji olarak kullanılabileceği bilgisi oldukça eski. Hidrojen 1500'lü yıllarda keşfedilmiş, 1700'lü yıllarda yanabilme özelliğinin farkına varılmış.

Ancak hidrojen artık bir enerji kaynağından çok bir enerji depolama elemanı olarak düşünülüyor.

Hidrojen kullanımındaki amaç rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, dalga enerjisi veya hidrolik enerji gibi düzensiz üretim yapan yenilebilir enerjileri düzenli kullanılır hale sokmak. Yani doğa şartlarına bağlı olarak düzensiz elektrik üretimi yapan tesislerden elde edilen elektrik enerjisi elektroliz yoluyla hidrojene çevrilip, istenildiğinde kullanılmak üzere depolanabilir, petrol gibi pazara sürmek. İşte bu noktada hayatımıza yeni bir araş giriyor “yakıt pilleri”.  Temel olarak hidrojenden yakıt pilleri sayesinde elektrik elde ediliyor. Yakıt pillerinin sistemleri bir akü bataryasına, çalışması prensibiyle ise içten yanmalı motorlara benziyor. Akü bataryası gibi kutuplarından elektrik enerjisi alınmasına rağmen bu enerjiyi akü bataryası gibi depolanmış olan enerjiden değil ürettiği enerjiden veriyor. Hidrojen sağlandığı sürece enerji sağlanıyor. Bu sistemin en önemli avantajlarından biri atık olarak sadece saf su elde edilmesi. Ayrıca gürültü de üretilmiyor, çünkü filin içinde olan biten basit bir kimyasal işlem; tıpkı alkali fillerde olduğu gibi.

H2O BİTER Mİ?

Geleceğin teknoloji gibi görünmesine karşın aslında yakıt pillerinin de tarihi uzun. Yakıt pilleri ilk olarak 1839 yılında William Growe tarafından bulunmuş. Ancak yaklaşık 120 yıl ilgi görmemiş. Tekrar keşfedilmesi ise 1950’li yıllarda uzay programlarının yürürlüğe konulmasıyla oldu. Apollo ve Space Shuttle seferlerinde hidrojen kullanımı başarıyla sonuçlanınca, başta otomotiv sektörü olmak üzere birçok alanda hidrojen denemeleri yapılmaya başlandı. Bu alanda araştırma yapan tüm üreticiler prototip çalışmalarını tamamladı ve seri üretime geçme aşamasına kadar geldi. Otomotiv sektörü en çok beş yıl sonra yakıt pilli taşıtların piyasayı ele geçireceğinde hemfikir. Ancak kullanım alanı sadece taşıtlarla sınırlı değil; cep telefonundan bilgisayara, bisikletten toplu taşıma araçlarına, iş merkezlerinden konutlara kadar birçok alanda kullanılacaklar.

Konutlar yani evlere sıra geldiğinde ise yazının başında elektrik kesintisiyle kıpırdayamaz halde bıraktığımız misafirimize dönelim; birkaç on yıl daha sabrederse yakıt piliyle enerjisini sağladığı evinde tek sorunu dünyada suyun tükenmesi olabilir. Çünkü bilindiği üzere suyun formülü H2O’dur.

 


Bugün 9 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol