Ne oluyor!
Sepet
=> Hamsi
=> Kırmızı liste
=> Rosetta
=> İkonakırıcılık
=> Balıklar
=> Mısır
=> Erime
=> GDO
=> Hidrojen
Gezi
Teksas Tommiks
Sinema
Kitap
Galeri
Haberin olsun

İnsanlığın ömrü buz gibi eriyor

26 Mart 2006 günü Arjantin açıklarında New York büyüklüğünde bir buzdağının yüzdüğü keşfedildi. 25 kilometreye 12 kilometre boyutlarındaki buzul parçasını biliminsanları adlandırmaya değer
gördü: D-16.

                                                                        Yazı: Haluk Kalafat

D-16 Antarktika’nın Fimbul Buzulu’ndan kopmuştu. Bu beklenen bir durumdu, çünkü geçen yıl aynı bölgenin biraz güneyinden D-16’nın neredeyse üç katı büyüklüğünde olan A-53 kopmuştu. Aşağı yukarı aynı tarihlerde, D-16’nın rotasının yakınlarında başka bir kopma daha yaşanıyordu. Bölge daha kuzeydeydi, dolayısıyla daha sıcaktı ve bu kez kopma büyük bir parça halinde değildi. Arjantin’in en büyük buzullarından biri Perito Moreno parçalanarak denize karışıyordu.

SAVUNMA MESELESİ

Her iki buzdağı da Antarktika ile Arjantin arasında ilerlerken ABD’nin Ulusal Buz Merkezi’nin kullandığı meteoroloji uydusuna yakalandı. ABD Savunma Bakanlığı’na ait olan bu uydunun görevi meteorolojik savunma.

Meteorolojik savunma amaçlı bir uydu çok çelişik bir durumu gösteriyor. Çünkü her yıl büyük kütleler halinde kopan parçalar ve yeryüzünden silinen buzullar küresel ısınmanın bir sonucu. İklim değişikliklerinin sonuçları insanlığı savunmasız yakalıyor. Devletlerin savunma adına bu tür yatırımlar yapması anlaşılır bir durum haline geliyor. Diğer taraftan insanlığın, kendi yarattığı dengesizliğin sonuçlarını ölçmek, gözlemlemek için verdiği mücadele büyük bir çelişkinin altını çiziyor. Çünkü tüm bu çalışmalar doğanın dengesini bozan üretim ve tüketim zincirine bir halka daha ekliyor.

Sonuçta insanlığın önündeki fotoğraf alabildiğine net. 20’inci yüzyılda dünya genelinde ortalama 0,6 derecelik bir sıcaklık artışı yaşandı. 21’inci yüzyılda küresel ısınmanın 1,4 ila 5,8 derece arasında olacağı tahmin ediliyor. Son 15 yılda yaşanan ekonomik gelişme sonucu, dünya petrol rezervleri bugün zirve noktasında. Her geçen gün daha çok tüketiyor ve üretiyoruz. Uzmanlar küresel ısınmanın insanlığın artık dünyanın dengesini bozan jeolojik bir etmen olarak ele alınması gerektiğini söylüyor. Çünkü son 50 yılda yaşanan ortalama sıcaklık artışı, dünya ikliminin doğal değişkenliğinin dışında bir değer gösteriyor. 

GRÖNLAND’IN KADERİ

Küresel ısınmanın en önemli göstergesi buzulların erime oranları. Genel çerçevede dünya üzerindeki yerleşik buzul kütlelerinin azaldığı biliniyor. Örneğin Alp Dağları’ndaki buzulların yüzde 70’inin 21’inci yüzyıl sonunda eriyeceği tahmin ediliyor. Grönland’ın erime hızı son 10 yıl içinde iki katına çıktı. Küresel ısınmanın etkileri bu kadar açık değilken yapılan tahminlerde Grönland’daki buzulun ömrünün daha uzun olacağı düşünülüyordu. Artık bin yıllık bir ömrü olduğu tahmin ediliyor. Buzulların erimesi nedeniyle tüm okyanuslarda seviye yılda ortalama 2,5 milimetre yükseliyor.

Önümüzdeki yılın sonunda küresel ısınmanın etkileri konusunda insanlığın elinde daha genel bir bilgi oluşacak. Çünkü 2007 yılında dünyanın çeşitli üniversitelerinden uzmanlar, son 50 yılda kutuplardaki buzul erimesinin bütünsel kaydını çıkaracakları büyük bir çalışmaya girişecekler.

2007 yılı önemli çünkü 60 ülkeden yaklaşık 50 bin biliminsanı 2007’yi Uluslararası Kutup Yılı olarak ilan etti. Bilim dünyası bugünlerde üçüncü kez ilan ettikleri ‘Kutup Yılı’na hazırlanıyor; daha önce 1882 ve 1932 yıllarında, dünyanın coğrafik yapısını anlamak için tüm dikkatler kutuplara çevrilmişti. Bu kez amaç küresel ısınmanın etkilerini araştırmak. Tabii araştırmaların yeterli olmayacağı ortada. Artık ertelenemeyecek bir noktaya gelen bu sorunla savaşmak için Uluslararası Kutup Yılı’nda bilinçlendirme çalışmalarına da hız verilecek.


Bugün 4 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol